11 Temmuz 2013 Perşembe

Seminer sonrası yazışmalar-Online diyalog- Burak Candır'ın yorumları üzerine hepimize notlar

Burak CANDIR (Marketing-1178)
8 Temmuz (3 gün önce)
Kime: banaElif



İpek hanım,
Öncelikle verdiğiniz seminer için biz teşekkür ederiz. Tanıştığıma çok memnun oldum.
Geçte olsa kısaca ilk soruyu şöyle cevaplayabiliriz. Ülkemize göre değerlendirecek olursak,esnekliğe ve inovasyona en büyük engeli ben aile şirketleri olarak görüyorum. Sonrasında şirketin zayıf vizyonu ve hedefleri, alışılagelmiş üretici zihniyeti bunların başlıca sebepleri. Şirket bünyesinde çalışanların fikirlerinin kısıtlanması, grup çalışmasının olmayışı, şirket içi katı politikaları da ekleyebiliriz. Genç, eğitimli ve dinamik personel şirketlerin faydasına olacaktır. Şirketin büyük oluşu, inovasyonu değil ama esnekliği etkiler diye düşünüyorum..
Eksik ve yanlışları uyarırsanız çok sevinirim. Bu arada mail listesine toplu olarak göndermedim ama sizin için nasıl uygunsa öyle devam edebiliriz.
Zamanınızı ayırdığınız için şimdiden teşekkür ederim..  Burak ÇANDIR Sales & Marketing                                     
BERTEKS TEKSTIL SAN. VE TIC. A.S. DOSAB Karanfil Sk. No:5 
P.K.32 16245 Bursa/TURKEY Tel+90 224 - 280 27 00 (pbx) Fax:+90 224 - 261 02 14
burak.candir@berteks.com
www.berteks.com


Sevgili Burak Candır ve değerli katılımcılar

Öncelikle katkınız için çok teşekkür ederim.

Size katılıyorum "aile şirketleri" ile süregelen geleneksel tavrın hiç sorgulanmadan bugüne-hatta geleceğe taşınması" ve sizin de dediğiniz gibi "şirketin zayıf vizyonu ve hedefleri, alışılagelmiş üretici zihniyeti, şirket bünyesinde çalışanların fikirlerinin kısıtlanması, grup çalışmasının olmayışı, şirket içi katı politikalar..vb " her şirketin en azından varolan potansiyelini kullanması önünde önemli bir engel.

Ancak ben bu iki noktaya katılmakla birlikte tüm bu "sorunların" birer semptom olduğunu ama temel nedenin bu olmadığını düşünüyorum.  Bence şirketlerin yaşadığı, sizin değindiğiniz ve diğer bir çok sorunda temel neden "yönetim kültürüyle" ilgili olduğunu düşünüyorum. Birçok gelişmekte olan ülkede bu böyle ama bizim ülkemizde geleneksel bağlarla belki biraz daha yoğun hissediliyor-biz yönetimi "yöneticinin kim olduğuna" gereğinden çok bağlıyoruz. Elbette yöneticinin karakteri-karizması önemlidir ama bir o kadar da şirketin içinde hakim olan "yönetim kültürü" önemlidir. Hiçbir yönetici "süpermen" değildir ve eğer bir şirkette "inovasyon kültürü" yaratılması için bilinçli adımlar atılmazsa, yönetici süpermen olsa da şirket gerçek potansiyelini yaşayamaz. O sebeple şirketler "nasıl bir yer olmak" istiyorlarsa bunu yönetimlerine bir kültür olarak aksettirmeliler ve attıkları adımlarıda onları "hedeflerine" götürecek doğrultuda atmalılar. 

Aile şirketleri için de düşüncem şu: Dünyanın her yerinde ekonominin motoru aslında KOBİ'ler ve aile şirketleridir. Bu sebeple "aile şirketlerini", "kurumsal değil" diye, basitce söylemek gerekirse, "hafife almak"   çok doğru bir yaklaşım değil. Ama şu da bir gerçek ki aile şirketleri , belki bizim kültürümüzden de gelen, ailenin bir tür tabu olması durumuyla da,  hakkıyla yönetilemeyebiliyor. Genelde ailenin babası ya da  en büyük erkek çocuğu tarafından yönetilen aile şirketlerinin performansı, profesyonel yöneticiler tarafından yönetilen benzer büyüklükteki şirketlerin performansının çok altında kalıyor . Bence bu anlamda "aile şirketlerinin nasıl daha iyi yönetilebileceği/nerelerde hali hazırda eksiklikler olduğu" da son derece tartışılmaya müsayit ve önemli bir konu.  Bu sebeple bu iki noktaya dikkat çektiğiniz için ayrıca teşekkür ederim.

Ben bu seminerimizin devamında 3 ayrı konuda sizlerle mini makaleler paylaşacağım. Bundan önce yazdığım mailde de bazı noktalara dikkat çekerken aslından sizlerden gelecek yorumları, soruları almak ve bu yazıları öyle oluşturmak istedim.
Şimdi sizden gelen maili ve benim bu yorumlarımı herkesle paylaşırken şu öneriyi yapıyorum. bu 3 makalenin 2si eğer herkes de yararlı bulacaksa
1-Aile şirketleri
2-İnovasyon kültürü yaratmak
olsun
3. konu ise benim önerim "fark yaratma" üzerine olsun.

AMA yine de herkesin fikrini almak, sorukarını duymak isterim. Bu 3 konu tamam mıdır? Sizlerin görüşleriniz, kafanızdaki sorular neler? Herkes Burak bey gibi görüşlerini paylaşırsa çok yararlı olur.
Sizlerden bu hafta cumaya kadar yeni bir soru ve  bir geri dönüş almadığım takdirde haftaya bu 3 konu üzerine hazırlıklarımı sizlerle direkt olarak paylaşıyor olacağım.

Herkese iyi haftalar

İpek  Özel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder